.

   
  YUTAN ELEMAN:: HOSGELDINIZ
  Şiirler
 
UNUTAMADIM

Dün gece yine yalnızdım
Ve...
Yine telefona sarıldım,
Ve...
Yine seni aradım,
Aradım ama konuşamadım,
Senin sesini duydum,kapadım.
Kapadım ve kendi kendime ağladım,
Oysa sana söyliyeceğim o kadar çok şey vardı ki...
Yapamadım.
Ve...
Tekrar senin gönderdiğin o kartı elime aldım,
Okudum...
Tekrar tekrar okudum,
Seneler sonra bile beni hatırla diyordun...
Ama ben seni hiç ama hiç unutmadım.

Linda'ma... 

BİN/BİR PARÇA MOSTAR

Oyka'nın evi yandı,
Oyka evini özlüyor.
Oyka'nın babası öldü,
Oyka savaştan nefret ediyor.
Oyka'nın abisinin sol kolu üzgün
Sağ kolundan 5 cm kısa olduğu için
Oyka'nın oyuncağı yok,
Oyka güzel bir bebek istiyor.

Zaza'nın evi var,
Ama bahçesi yok.
Zaza'nın annesi de babası da var,
Ama içlerinde huzur yok.
Zaza'nın oyuncakları var,
Ama Oyka'sı yok.

Oyka'nın bir hayatı var:
Bölük pörçük…
Zaza'nın bir hayatı var:
Daha kötü eskisinden…

Şimdi herkes,
Kendi tanrısından barış diliyor…
Oyka ve Zaza,
Kayan yıldızlardan
Aynı şeyi istiyor… 

SON DURAK

Sevmek, kalbine söz geçirememeyi,
sevilmek, mutluluğu,
maphusluk, özgürlüğün kıymetini,
çalışmak, başarının hazzına varmayı,
çekilen her eziyet, sabretmeyi,
gurbet, hasreti öğretir insana.

Geçen her günün bize öğretecek
yeni şeyleri olduğu gibi,
bildiklerimizden de unutturacakları olacaktır elbet.
Gördüğümüz yüzler,
hayatın acı gerçekleri,
çiçekler, ağaçlar, dağlar, yeryüzü
ve geçmişle gelecek arasında yaşayan
insan grupları,
birgün hepsi yok olup gidecek.

Ya kendiliğinden olacak yokoluşları,
ya da bizim için yok olmuş olacaklar.
Daha dün yanımızda iken,
zaman nede çabuk tükendi diyemeden,
ansızın aramızdan ayrılan bedenler gibi,
bizde geçiciyiz.
Yani hepimiz aynı mukadder sonun yolcusuyuz.

Dünyada günlük meşgaleler yüzünden
ayrılıklar yaşansada.
Gün ve gün sevdiklerimizden uzaklaşsakta.
Şüphe yok ki birgün birleştirileceğiz
ölüm denilen o son durakta...

BEDAVA

Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.

ORHAN VELİ KANIK


BİRDENBİRE

Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbiler oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.

Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.


AL KUŞÇU NİYETİNİ

“Esen hayattır rüzgar yüklemlerinde
Tutunuşu özlem, dokusu karmaşık...”

Yalnız söylemlerinde gün batımları
Liladan erguvana dönen renklerle
Kaç maşuk peydahı sevdalar
Teranesi hayatın savuşmalarında

Bir nefes boyuna inmiş şehvetin
Kucağına düşen yar koklamları
Geceye sığınmış dudak tiryakisi yalanların
Nafile duasına çıkmış iç çekişleridir

Katre katre öykülü dokuntular ve
Salıntısındaki rakkas gönüllerin
Bezgin amanlı akisleri düşer
Serseri benliğin delikanlı şavklarına

Ayın karanlık yüzünde sevda
Tırmanış gayretindeyken ışıltılarıma
Bir öykü misalidir bakışın.

Niyetler öğütülürken puşt zulası gülüşlerde
Kırık pullar gibi beklemede sevdalar

Kana yazılan düşler misali
Toplanır tan yeri avuçlarında
Men olmuş dokuntu kahırlarında
Sarmaşık gülün ağlayışlarıdır ömrüm

Yanarken gölgelerinde serzenişler
Aşk küs gider gece kaçışlarında

Sen al kuşçu niyetini

Şafağına sakladığım sevda
Mabedi olsa da yakamoz düşlerin
İklimlerine çektiğim niyet
Hala sokulmamış mâni kıvrımlarına




Işın ERGÜNEY

ADIM ADIM AŞK


bir gizemdi bakışların
soru işaretleri yüklenmiş
kırılmış köprünün ayağı
yol kapanmış belki
iyot kokusu takıldı
soru işareti çengeline
düştü suya
bir rüzgar öpüşü
bir dalga teninde

kanatlandı sözcüklerim
deniz feneri ışığı ayaklandı
kıpırdadı süt limanlığı
dinginliğimin,ağırdan
elin eridi elimde
uyuştum soluk alışlarında
gözlerinde şiirsellik
mutlu gemiler yanaştı limana
anlamlı imgeler aktı
dudaklarının kıvrımından bana

kahve gözlerin kısıldı
bir köz düştü bahtiyarlığıma
pembelere büründü ağaçlar
köpük köpüktü
bir hırka,bir çatal çaldı beni
art arda vuruldum
çoğaldın tümcelerimde

sarmalandım an be an
hırsızlar çaldı uykularımı
ben yıldızları sayarken
en parlağı sendin
kayboldum sende
yok oldum
tükendim
şafakla
yavaş
ya
va
ş


Mehmet BARDAKÇI

 
 
  Bugün 4 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol