Sayfa . 1 .
The Lost Mountain (Kayıp Dağ)
BÖLÜM 1
Holiday Plans
Neil Mackenzie ve Julie Goodwin iyi arkadaşlardır.Onlar Redwood Lisesi’nde aynı sınıftalar ve onlar herşeyi birlikte yaparlar.Şimdi yaz tatilindeler ve onlar Afrika’ya bir gezi yapmayı planlıyorlar.Onlar Neil’in yatak odasında oturuyorlar,Afrika’nın uzunca haritasına bakıyorlar.Onlar haritada Victoria Gölü’nü arıyorlar.
Neil:’O burada,’ dedi,’Victoria Gölü’nün yanında babamın kampı var.’
Julie:’Vavv,Afrika muazzam ve Victoria Gölü çok geniş’dedi ve ekledi.’Onun yanındaki ülkelere bak;Tanzania,Uganda,Kenya,Burundi…Burada birçok hayvan ve kuş olmalı.Orada aslanlar,filler,zürafalar var mıdır?
‘Evet,ayrıca başka birçok hayvan da var,’ dedi Neil ve güldü.Ardından ekledi.’Fakat aklıma bir şey geldi,Julie,biz oraya babama yardım etmeye gidebiliriz.’
Julie:’O kime benziyor?’ diye sordu.
‘Sağlıkça iyi,babamın bin yıl önce yaşamış ilerlemiş uygarlıklarla ilgili bir teorisi var.’
‘Ne?Unutulmuş uygarlık mı?’ diye sordu Julie.
‘Evet,ayrıca babam galiba Afrikalı değil.Ona göre insanlar başka bir kıtadan,ya da Orta Doğu’dan ve onlar milattan önce 500 yılında doğu Afrika’ya göç etmişler.Arkeolistlerden oluşan bir takım şu anda gölün yanında çalışma yapıyr,bu insanların izlerini arıyorlar.Babam onların patronu.’
Neil’in babası ünlü bir arkeolist,Dr.Duncan Mackenzie.Neil ve Julie uçarak kampa gidiyor bu yaz ona kazı çalışmasında yardım tmek için.Onlar çok heyecanlılar.Afrika’yı ziyaret etmek ve orada yaşayan tüm harika yaratıkları görmek istiyorlar.Onların her ikisi de arkeolojiden hoşlanıyor ve onlar gizliliği seviyorlar.Onlar Dr. Mackenzie’ye yardım ederek önemli birşeyler bulmasını ümit ediyorlar.
Kapı açılır ve Bayan Mackenzie,Neil’in annesi odaya girer ve onlara bazı fotoğraflar gösterir.
Julie sordu:’Buradakiler nedir,Bayan Mackenzie?’
Arkadaşının annesi cevapladı:’Onlar metal objeler,bilezikler ve yüzükler,Victoria Gölü’nden çıktı.
Neil sordu:’Onlar çok eski mi anneciğim?’
Annesi:’Babanın dediğine göre milattan önce 200 yılından kalma’dedi.
Julie:’Vavv!’diye bağırdı.’Onlar çok eski!Bu objelerin üstündeki motif nedir?’
Bayan Mackenzie:’O bir kartal.Uzmanlara göre o sembol unutulmuş uygarlıklara ait.’dedi.
Julie:’O Mısırlılara benziyor.’dedi.
Neil:’Benziyor,ayrıca babama göre başlangıçta insanlar Uganda’nın içindeki Nil Nehri’nin aşağısındaki Mısır’dan göç etmişlerdir,gölün yanında bir şehir kurmuşlardır.’şeklinde açıkladı.
Neil’in annesi:’Tartışılmayacak bir fikir Julie,diğer uzmanların düşüncesine göre benim kocam bir deli.’dedi ve güldü.’O bu yaz bazı deliller bulacağından ümitli.’dedi.
Julie:’Gizli şeyler olan filmlerden hoşlanılır.’dedi.’Hayal etsene,acaba biz Mısır’ın içinde hazineler,mezarlar veya mumya bulabilir miyiz?…’dedi.
Sayfa . 2 .
Neil gülerek:’Hey,bir dakika bekle,Indiana Jones!’dedi.’Biz sahiden şanslı isek bazı küçük el yapımı sanat eserlerinden bulabiliriz.Bence biz kayıp bir şehir bulmaya gitmeyeceğiz!’
Julie:’Hiç belli olmaz.’dedi ve ‘Bizim uçak Cumartesi saat kaçta ayrılacak,Bayan Mackenzie?’şeklinde ekledi.
‘Uçak saat 10’da ayrılacak.Sizin pasaportlarınız hazır mı?’
‘Evet,fakat sen benim çantamı hazırlamama yardım eder misin?Ben ne alacağımdan emin değilim.’dedi Julie.
‘Tabi ki.Birşeye ihtiyacın varsa niçin sırt çantanı yarın buraya getir miyorsun?’dedi Neil’in annesi.
‘Tamam,Bayan Mackenzie,teşekürler.Ben şimdi gitmeliyim,Neil.Ben annemle alışveriş yapmaya gideceğim.O bana seyahat için yeni yürüyüş ayakkabıları satın almak istiyor.’Yarın görüşürüz.’dedi Julie.
‘Tamam Julie,sonragörüşürüz!’diye cevap verdi arkadaşı.
BÖLÜM 2
A Journey
Cumartesi sabahı ve Julie ve Neil Heathrow Havaalanı’nda bagaj tezgahında sıradalar.Onlar uçağı bekliyorlar.Onlar sırt çantalarını taşıyacak bir el arabasıyla birliktetüm gerekli elbise ve teçhizat,artı yeni bir çadır,sivrisinek ağları ve uyku çantalarına sahipler.Julie’nin ailesi de orada.Onlar çocukların hata yapacağı kuşkusundalar.Afrika evden çok uzakta ve kamp çok uzak olduğu için.
‘Bizim sizin için bir hediyemiz Julie’dedi babası ve ona küçük bir paket verdi.Julie paketi açtı.İçinde bir cep telefonu vardı.
‘Teşekkür ederim,anneciğim ve babacığım,o çok güzel!’dedi Julie.
‘Şimdi siz bizi büyük bir ovanın ortasından bile çağırabilirsiniz.’dedi babası.
‘Ve lütfen düzenli olarak evi arayın.Ben sizin güvenli olduğunuzu bilmek istiyorum.’diye ekledi annesi.
‘O çok büyük bir hediye anneciğim,çok teşekkür ederim.Lütfen benim için endişelenmeyin.Herşey iyi olacak.Neil’in babası Kampala’da bizimle görüşecek bir Land Rover ile ve bizi doğruca kampa götürecek.’
‘Evet,bayan Goodwin,babam bu şehri çok iyi bilir ve onun orada çok arkadaşları var.Orası tehlikeli değil,’diye ekledi Neil.
Julie’nin annesi gülümser fakat o ikna olmuş değildir.Kızını kucaklar.
‘Sence bizim herşeyimiz yanımızda var mı Neil?’diye sordu Julie.
‘Benim sırt çantamda tıbbi şeyler var ve haritalar,meşale ve pusulalar da seninkinde.’dedi Neil.
‘Onlar buradalar.’dedi Mr Goodwin.’Şimdi onları tezsgahtara ver,çantaları buraya koy ve biniş kartını al.Sizin uçuşunuz bir saat içinde on beş kapıdan ayrılır.Siz gitmeden önce zamanımız varken birşeyler içelim.Sen ne içmek istersin,Julie?’
‘Ooo,evet lütfen babacığım biraz çikolatalı kek istiyorum!’
‘Tadını çıkar,Julie’diyerek güldü Neil.’Burada hiç çikolatalı kek veya sütlü turta yok,biz gidiyoruz.!’
Sayfa . 3 .
Saat 2 ve iki arkadaş tahtanın üstünde, Hava Habeşistanı 747 ‘nin Afrika Kıtasının üzerinde uçuyor.Onlar uçak güneye uçana kadar aşağıdaki olağanüstü manzaraya bakarlar.Julie bu ülkenin yeşil olduğunu görünce hayrete düşer.’Habeşistan’ın her yeri kuru ve kirli değil.’der.Beyaz bulutlar açılır ve yüksek ovalar,ırmaklar ve dağlar açığa çıkar.Gökyüzü çok mavidir.Kara ise yeşilin farklı renklerinden oluşan bir yüzdür.Neil’in bir haritası vardır ve onlar onda şu anda nerede olduklarını bulmaya çalışırlar.
‘Bence biz buradayız Julie,Habeşistan’ın yüksek ovalarının üstünde.’dedi Neil.
‘Evet,haklısın.’dedi hostes,öğle yemeklerini onlara verdi.’Biz Kampala’ya ulaşmadan önce Addis Ababa’da konaklayacağız.Senin görebildiğin şuradaki dağlar Ch’ok’e Dağları’dır.Habeşistan’ın bu bölümü çok verimlidir,kuzeyden farklı,Sudan’ın yanında birçok yeri çöl olan bir yerdir.’
Çocuklar , Addis Ababa'da havaalanında durur ,etrafındaki insanları seyreder.Onlar uzun,zarif Habeşistan’da beyaz elbiseler ve renkli kolyeler içinde kadınların kollarının içindeki bebekleri görürler.Tropikal meyve satan çocukları görürler.Yeşil üniformalı askerleri,gri takım elbise içindeki iş adamlarını,uzun,çizgili bir elbise içindeki hacıları görürler. Herşey yabancı ve ekzotikdir , tamamen İngiltere ve evden farklı.Neil ve Julie büyülenmişlerdir.
BÖLÜM 3
Tropical Storm
Çocuklar tekrar uçaktadır,onların gideceği son yoldur.Neil haritalara ve arkeoloji kitaplarına çalışıyor.Fakat Julie pencereden dışarı bakıyor. Şimdi o aşağıda çok farklı manzara görüyor , yeşil ormanlar,tropikal ağaçlar ve sıkışık bitkilerin örttüğü ve dumanın kapladığı alçak dağlar.
‘Bak Neil,’dedi Juie.’Orman!’
‘Evet,biz Uganda’nın üzerindeyiz şu nada,’dedi Julie.
‘Meşhur gorillerin yaşadığı orman bu mu’diye sordu Julie.
‘Ben bilmiyorum,sen hiç gördün mü?diye şaka yaptı Neil.
‘Ne zaman biz göle ulaşacağız?’diye sordu Julie.
‘Çok geçmeden.Biz Victoria Gölü’nün kuzeyinden geçip Kampala’nın batısına doğru gideceğiz.Kampala’dan bizim kampa 3 saat içinde varırız.Onlar akşam yemeği için bizi bekliyorlar.’
‘Julie aşağı arazide birşeyler gördü.Bu büyük orman karanlık ve esrarengizdir.Ormanda parça parça dumanlar karartılar oluşturmaktadır.Ormanın üstünde,gökyüzü bulutlarla doludur ve onların gölgeleri yavaşça ağaçların üstüne doğru hareket eder.O ormanın şekline hayran olur.Orada hava sıcak mıdır?Nemli midir?Uçağın içi serin gözükmektedir,serin ve sakin.Burada hangi yabancı hayvanlar yaşar?Bu karanlık yerde hangi tür egzotik bitkiler yetişir?
Julie ani gök gürültüsünden dolayı hopladı.Şimşek!Neil siyah bulutları gösterdi,şimdi hızla batıya doğru hareket ediyorlar.’Bence bu tropikal bir fırtına ,Julie.Şuradaki bulutlara bak,’dedi.Sonra onlar pilotun hoparlörden söylediği şeyi dinlediler.
‘Bayanlar ve erkekler,kaptanınız konuşuyor.Maalesef bazı kötü hava koşullarından dolayı ve muhtemelen biraz hava kargaşasından.Lütfen panik yapmayın.Hızlı bir şekilde oturduğunuz yerde kalın ve emniyet kemerlerinizi takın.Teşekkürler.’
‘Ooo,hayır!’dedi Julie.
Sayfa . 4 .
‘Sakin Julie’dedi Neil.Bu kargaşa hiçbirşey,O sadece azıcık bir sarsıntı beş dakika için.Telaş yapma.Fakat 15 dakika sonra gökyüzünün etrafındaki uçak çok karanlıktı.Güneş yoktu ve beyaz şimşek onların etrafındaki tüm siyah bulutları ışıtıyordu.Gök gürültüsü çok yüksek sesliydi ve onlar sözü geçen sesi uçaktan duyabiliyorlardı.Uçak titremeye başlamıştı ve aşırı rüzgar ve yağış sesleri vardı.